Yaşamı yazıya dökmenin serüveni bu kitapta: “Otobiyografi”

tarafından
7
Yaşamı yazıya dökmenin serüveni bu kitapta: “Otobiyografi”

VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY), Linda Anderson’un kaleme aldığı “Otobiyografi” adlı eseri okurlarla buluşturuyor. Bülent Ayyıldız’ın dilimize çevirdiği bu çalışma, “Her yazı bir tür otobiyografi sayılabilir mi? Yazarlar anlatı yoluyla kendilerini nasıl kurar, yeniden yaratır ve keşfeder?” sorularından yola çıkarak okurları otobiyografinin zengin ve katmanlı dünyasına davet ediyor.

VBKY’nin edebiyat kitaplığı, “Otobiyografi” adlı kitapla genişlemeye devam ediyor. Linda Anderson’un yazdığı, Bülent Ayyıldız’ın dilimize çevirdiği bu eser, edebiyatın en ilgi çekici ve kışkırtıcı türlerinden birine güçlü bir giriş sunuyor. Aynı zamanda Aziz Augustinus’tan Rousseau’ya, çağdaş anı yazılarından dijital bloglara kadar uzanan geniş bir yelpazede, yaşam anlatılarının itiraf, günlük ve anı gibi farklı formlarını inceliyor. Öznellik, hakikat, bellek ve kimlik üzerine temel tartışmaları ele alırken; feminist, postkolonyal ve postyapısalcı kuramlardaki önemli gelişmeleri de mercek altına alıyor. Edebi anılar, tanıklık yazımı ve öz-anlatım gibi güncel konulara yeni bölümler ayıran “Otobiyografi”, kuramsal derinliği açık ve anlaşılır bir anlatımla birleştiriyor. Hem öğrenciler hem araştırmacılar hem de yaşamlarımızı nasıl yazdığımızı merak eden herkes için vazgeçilmez bir başvuru kaynağı niteliği taşıyor.

Kitaptan:

“Bir an için tanımlara dönecek olursak 1960’ların ve 1970’lerin bu biçimlendirici eleştirisinde açığa çıkan bir paradoksun iş başında olduğunu görebiliriz. Bir yandan otobiyografi, biçimlendirdiği benlik kadar tarif edilemez ve indirgenemez olarak algılanır: “Otobiyografinin edebî bir tür olarak tanımlanması bana neredeyse imkânsız görünüyor” der James Olney (1972: 38). Öte yandan Lejeune ve Gusdorf gibi eleştirmenler, otobiyografinin kurgudan açıkça ayırt edilebilen otoriter bir “hakikat anlatma” biçimi olarak kapsayıcı ve tanımlanabilir olması adına türün hem “koşulları hem de sınırları” sağlaması gerektiğine inanıyordu (Gusdorf, Olney 1980’de). Bir yandan da otobiyografi, bireycilik ve hümanist değerlerle olan ilişkisi sayesinde, teknik olmayan, sağduyulu okumalara açık görülmektedir. Barett Mandel’e göre “Her okuyucu, otobiyografi ve romanın nihayetinde birbirinden tamamen farklı olduğunu bilir” (Mandel 1980: 54). Öte yandan otobiyografi, tedirginlik yaratır çünkü sınırsızca yayılabilir ve her yere ulaşabilir; sürgünde bırakılmadığı veya kategorilerle kısıtlanmadığı takdirde eleştirmenin nesnel duruşunu bile baltalayabilir.”

Yazar Hakkında;

Linda Anderson, Newcastle Üniversitesinde Modern İngiliz ve Amerikan Edebiyatı profesörüdür. Araştırmaları otobiyografi, modern ve çağdaş şiir (özellikle Elizabeth Bishop’ın eserleri), arşiv kuramı ve şiirle arşiv arasındaki ilişkiler ile eleştirel, yaratıcı ve dijital alanlar arasındaki etkileşim üzerinde yoğunlaşmaktadır. Anderson’ın otobiyografi teorisi ve feminist edebiyat eleştirisi alanlarında önemli çalışmaları bulunmaktadır. Başlıca eserleri arasında Autobiography (Routledge, 2001; 2011), Women and Autobiography in the Twentieth Century (1997) ve Elizabeth Bishop: Lines of Connection (Edinburgh University Press, 2013) yer almaktadır. Ayrıca Elizabeth Bishop: Poet of the Periphery (2002) adlı derlemesi ve birçok akademik makalesiyle modern şiir çalışmalarına katkı sunmuştur.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı